İster istemez elimizden düşmeyen o akıllı telefonun Facebook, Twitter ve Instagram uygulamaları, her gelen ses tonuyla iş hayatını yatak odanıza taşıyan mailler, telefon görüşmeleri bazen insanda kaçıp gitme duygusunu yoğunlaştırıyor. Teknoloji hayatımızın kurtarıcısı olsa da bazen sizi esir aldığını düşünüyor musunuz?
Tam bu noktada, vücudumuza çeşitli yollarla giren ve atık madde olarak dışarı atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden bizi kurtaran detoksu şimdi dijital dünyanın getirdiği yorgunluktan temizlenmek için önerebiliriz.
Son dakika iş maili olmadan, ülke ve dünya gündemine kısa bir mola vermek için Dijital Detoksun en keyifli beş adresinden birini seçip, konum bildirmeye bir son verebilirsiniz.
1- Ladera Resort, St. Lucia
Karayip Denizi’nde küçük bir ada üzerine kurulan St. Lucia’da, bin metre yükseklikte kartal yuvasını andıran 32 kulübenin her birinden Karayip Denizi’ni vePiton Yanardağlarını izliyorsunuz. Sabah uyanırken ve akşam uyurken bu eşsiz manzarayla karşılaşırken insan tabi ki televizyonda hangi program olduğunu merak bile etmiyor. Odalarda internet bağlantısı olsa da otelin sunduğu manzara size internetin varlığını unutturuyor. Kulübelerin dört duvar değil üç duvar olduğunu da unutmayın. Tek cephesi açık olan kulübelerin bu duvarsız bölümü tabi ki yanardağ ve deniz manzarasına bakıyor!
2- Amankora, Paro-Bhutan
Tibet Platosu ve Hindistan arasında yer alan Bhutan, yaşamaya alıştığımız kargaşadan epey uzak, bozulmayan doğasının nimetleriyle yaşayan bir ülke. Amankora, beş farklı vadiye yayılan geleneksel evleriyle yemyeşil bir yaşamın arasında küçücük kalıyor. Sıkıştırılmış toprak duvarlar, ahşap panel duvarları, Güney Asya kültürünü simgeleyen işlemeler ve dekoratif detayların sonsuz bir huzur ve dinginlik hissini simgelediğini belirtmek gerek! Bol oksijen, doğadan gelen yaprak ve rüzgar sesi, yeşilin her tonunu bir arada görebileceğiniz manzara sayesinde meclis konuşmalarından, döviz kurlarındani tweetlerden uzak kaldığınıza bir kez daha şükrediyorsunuz. Otelde internet var ancak sadece otelin bilgisayarını kullanırsanız erişebiliyorsunuz.
3- Serengeti Safari Kampı, Serengeti-Tanzanya
Afrika’da doğan güneşin, özgürlüğe açılan gökyüzünün bir başka olduğunu ancak bu topraklara ayak bastığında anlıyor insan. Tanzanya’nın uçsuz bucaksız savanalarında, Serengeti Milli Parkı’nda yer alan Safari Kampı bizleri, doğanın başrol oynadığı unutulmaz bir tecrübeyle tanıştırıyor. Afrika’nın beş büyükleri olan aslan, fil, leopar, gergedan ve bufalo sürülerini izlerken aklınıza Facebook bildirimlerinin gelmeyeceği kesin! Hiçbir çadırda televizyon, ipod dock station gibi teknoloji ürünleri yok ama yine de kampın ofis çadırında internet bağlantısı bulunduğunu söyleyelim.
4- Willka Tika, Sacred Valley-Peru
Andes Dağları arasına gizlenmiş, Kutsal İnka Vadisi’nin neden bu isme sahip olduğunu manzarayı gördükten sonra daha iyi anlayacağınıza kuşkumuz yok. Dizüstü bilgisayarlara, televizyon izlemeye küçük bir mola verip kendinize yoga dersleri ve Machu Picchu’da trekking ile dolu bir zaman ayırmak için Wilka Tika’nın evlerine konuk olmanız gerekiyor! İnka Medeniyeti’ni kalıntılarını dolaşıp, efsanelere kulak kabartıp, yoga stüdyosunda ve meditasyon odasında sakin birkaç saat geçirebilirsiniz. Daha fazlasını istiyorsanız Spa tedavilerini deneyip, kendinizi MAchu Picchu patikalarında bulabilirsiniz. Odaya girdiğinizde gözünüzün televizyon, modem ya da telefon aramaması gerektiğini söylemeye bilmem gerek var mı?
5- Lapa Rios Ecolodge, Osa Yarımadası- Kosta Rika
Kosta Rika’nın güneyine gittiğinizde Osa Yarımadası’nın duru güzelliğiyle ilk buluşmanız gerçekleşmiş olacak. 1000 dönümlük yağmur ormanı rezervi içerisinde, 16 adet çevre dostu bungalovdan oluşan Lapa Rios sizi, her gün doğumunun ve batışının bir tören olması gerektiğine ikna edecek kadar büyüleyici bir manzaraya sahip. Yatağınızda gözünüzü açtığınızda ilk gördüğünüz cenneti andıran bir manzara olacak. Televizyon, internet ve telefon; bu üçlüyü unutun ve masalsı plajların, spa tedavilerinin tadını çıkarın!
