Şehirlerin Kalbi Parklarda Atıyor

Geçmişi yaklaşık 900 yıl öncesine uzanan, Londra'nın merkezindeki en büyük parklardan biri olan Hyde Park kurulduğunda amaçlanan şey

 

Hyde Park - Londra, İngiltere

Geçmişi yaklaşık 900 yıl öncesine uzanan, Londra'nın merkezindeki en büyük parklardan biri olan Hyde Park kurulduğunda amaçlanan şey, insanların yasalar dahilinde aklından geçenleri rahatça kelimelere döküp diğer insanlarla paylaşabildiği “Speakers Corner” yani Konuşma Köşesi’ydi.

Konuşma Köşesi, eski tarihlerde İngiltere'nin en ünlü idam mekanıydı. 1108 yılından beri idam alanı olarak kullanılan parkın köşesinde bulunan ağaca Tyburn İdam Ağacı adı verilmişti. İronik olarak bu ağacın bulunduğu köşe, şu anda insanların kendi görüşlerini açıkladığı yerle aynı yer.

Bu tarihsel misyonundan dolayı İngiltere’deki yürüyüşler genellikle bu idam köşesinde başlar. 1855 yılında iktidarın işçilere koyduğu yasaklar dolayısıyla Karl Marx’ın da katılmış olduğu büyük bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşün yasaklanmasına rağmen 200 bin işçi yasağa karşı gelip, çatışarak parka girdi. 1866'da ise dönemin İngiltere Başbakanı Lord Derby‘de parkı işçilere yasakladı. Yaklaşık 250 bin kişi polis barikatını aşarak, idam köşesinde daha önce idam edilenleri andılar. İşçilerin kararlılığı karşısında duramayan İngiliz burjuvazisi geri adım atarak gösterilerin Hyde Park'ta yapılmasını yasallaştırdı. 1872 yılında çıkarılan yasayla Hyde Park'ın söz konusu köşesi “Konuşma Köşesi” olarak ilan edildi. İngiliz burjuvazisi ezilenlere bahşettiği bu “özgürlük alanı” projesiyle kendi yenilgisinin üstünü örtmeye çalışmıştı. Tony Blair döneminde ise Irak‘ın işgalini protesto etmek isteyen göstericilere çimlerin ezileceği gerekçe gösterilerek Hyde Park yasaklanılmaya çalışılmıştı fakat Hyde Park tüm özgürlüğüyle bugüne kadar gelebilmeyi başardı.

1

Central Park - New York, ABD

Central Park, 1980 yılında ABD'nin peyzaj ve düzenleme çalışmalarıyla kurulan ilk parktır. 19. yüzyıl tasarımcıları Frederick Law Olmsted ve Calvert Vaux tarafından öngörülen Central Park, Amerika'nın ilk ve en önemli kentsel-kamusal alanı olarak eski ihtişamını geri kazandırmak için düşünülmüş; bugün hala, gelecek nesillerin keyfi için kamu ile işbirliği içinde geliştirilmeye devam etmektedir.

Central Park, Avrupa'daki benzerlerinin önüne geçme ve New Yorkluları kapalı alanlardan kurtarıp açık hava aktiviteleri yapabilecekleri bir alana kavuşturma hayali, günden güne gelişerek bu zamana kadar geldi. Dünyaca ünlü, adından her daim söz ettiren park, günümüzde her yıl 25 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor.

New York’taki mecliste imar değişikliklerinden çok; şehir daha nasıl geliştirilebilir, halk daha nasıl rahat edebilir konuları konuşuluyor. Central Park tasarısı, zamanında New York belediye seçimlerinin ana meselesi haline geldi. Ve park için kim ne yapacağını söylediyse, sözünde durdu. Bu sebeple Central Park hala adından söz ettiriyorsa, bunda kentte yaşayan seçmenlerin de büyük bir payı olduğunu söylemek gerekir.

2

Vondelpark - Amsterdam, Hollanda

İsmini 17. yüzyılda yaşamış Hollandalı yazar "Joost van den Vondel"dan alan Vondelpark, 1864 yılında bir grup Amsterdam vatandaşı tarafından kuruldu. Vatandaşlar, 8 hektarlık alanı satın almak için para birleştirip, peyzaj mimarı Jan David Zocher ile parkı modern İngiliz tarzında tasarlaması için görüştüler. Park, 1865 yılında Nieuwe Park adı ile açıldı. Ancak 1867’de Flemek şair Joost van den Vondel heykeli parka yerleştirildikten sonra parkın ismi Vondelpark olarak değiştirildi. Parkı genişletme çalışmalarının sonucunda ise 45 hektarlık alana ulaşıldı. Yapıldığı zamanlarda şehrin kıyısında yer alan park, zamanla şehrin merkezinde kaldı.

Vondelpark’ın bir başka ilginç özelliği ise, 1970’li yıllarda hippilere ev sahipliği yapması. İçecekler içip, dans ederek, çimlerin üzerinde uyumaları yavaş yavaş duyulmaya başlayınca diğer hippilerin de çadır kurmasıyla çoğalan topluluk 1975’li yıllara kadar bu geleneği sürdürmüş. Clinton’ın bile uğradığı söylenen alan, artık kötü bir görünüme neden olmaya başladığı için, belediye, hippileri parktan gönderdi ve böylece hippi dönemi de sona ermiş oldu.

3

Tiergarten - Berlin, Almanya

“Hayvan Bahçesi” anlamına gelen Tiergarten özellikle sonbaharda rengarenk olan bahçeleriyle ziyaretçileri büyülüyor. 1830′a kadar kralların avlanma alanı olan Tiergarten, savaşlara ve yıkımlara rağmen 1830′da bugünkü park görünümüne kavuşmuş. İçinde derelerin, göllerin bulunduğu bu park, bakımlı ve düzenli alanların, bahçelerin yanı sıra; parmakla sayılamayacak kadar çok ağacı da barındırmakta. Berlinlilerin spor yapmak, bisiklete binmek, çimenlerde uzanıp kitap okumak veya güneşlenmek istedikleri zaman uzun saatler geçirdikleri şehrin tam kalbindeki bu park, kentin nefes aldığı ve rahatladığı bir alan.

Tiergarten ilk olarak elektörler tarafından av sahası olarak kullanılıyordu. 1830'dan itibaren Peter Joseph Lenné tarafından modern bir şehir parkı haline getirildi ve 1961-1989 yılları arasında doğu sınırları Berlin Duvarı ile bölündü. Kuzey'da bulunan Moabit semtinde de aynı isimde bir park bulunduğundan bu parka Großer Tiergarten, kuzeydeki daha küçük olanına ise Kleiner Tiergarten denmekte.

Tiergarten 210 hektara yakın yüzölçümüyle Tempelhofer Park'ın ardından Berlin'deki en büyük ikinci park alanı ve Almanya'daki üçüncü en büyük şehir içi park alanıdır.

4

Stanley Park - Vancouver, Kanada

Stanley Park Vancouver, British Columbia, Kanada sınırındaki 404,9 hektarlık bir kent parkıdır. Her yıl 8 milyon ziyaretçi kabul ettiği bilinen ve Kanada'nın en ünlü parklarından biri olan Stanley Park'ın en önemli özelliği, içinde yüzlerce yıllık ağaçların var olması. Bu doğal özellik, onu dünyadaki pek çok kent parkından ayırıyor.

Stanley Park, kent merkezinin yer aldığı yarım adanın ucunda, 4049 dönümlük alanı kaplayan bir yağmur ormanı. Park, yaklaşık 500 bin ağaca ev sahipliği yapmakta. Ormanı çevreleyen deniz kıyısındaki yürüyüş ve bisiklet yolu ise parkın ziyaretçilerine hoş bir vakit geçirme şansı tanıyor.

1888 yılında, parka ismini veren Lord Stanley, parkın açılışını yaparken şu sözleri dile getirdi: “Bu yeryüzü cennetini kucaklıyor; asırlık ağaçlar altında her renkten, her inanıştan, her kültürden insanın hoşça vakit geçirmesini diliyorum.” Stanley’nin bu isteği, bugün hala herkes tarafından yerine getirilmekte.

5

Luxembourg Gardens - Paris, Fransa

Lüksemburg Bahçesi, 224.500 metrekareye yayılmış alanıyla Paris'in en büyük parklarından biri. 22,45 hektar büyüklüğündeki bahçenin adını aldığı kişi ise, bir zamanlar bahçenin sahibi olan Lüksemburg Dükü.

1612 yılında, Marie de Medici'nin hükümdarlığı zamanında yapılan bahçe, Marie de Medici’nin isteği üzerine İtalyan tarzında tekrar düzenlendi. 19. yüzyılda park kamuya açıldığında, temel öğeleri değiştirilmese de Fransız tasarımı ile yenilenmişti.

Park, Parislilerin, öğrencilerin, gezintiye çıkanların tercih ettikleri bir buluşma mekanı olmakla beraber tüm dünyadan ziyaretçilerin de dikkatini çekiyor. Ayrıca günümüzde sanatçıların, heykeltraşların, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen fotoğrafçıların buluştukları adres oldu. Bahçenin çevresini saran parmaklıklarda önemli sergilere yer verilmeye devam ediyor.

6

Park Güell - Barselona, İspanya

Park Güell, 1900-1914 tarihleri arasında, Güell Ailesi’nin soyluluk göstergesi olarak mimar Gaudi’ye yaptırıldı. Park Güell’in inşası bir geliştirme projesi olarak başladı. Barselona’nın kuzeyinde 17 hektarlık bir alan satın alan Eusebi Güell isimli bir Katalan sanayici, bu alanı İngiliz tarzı ile tasarlanmış bir yere dönüştürmek istiyordu. Ayrıca halka açık binaların yanında 60 tane evin inşa edilmesi de planlanıyordu. Güell, bu proje ile ilgili 1900 yılında Gaudi ile görüştü. Gaudi, Josep M. Jujol ve Francesc Berenguer gibi isimlerin de yardımıyla 1914 yılına kadar bu alanda çalıştı. Ancak bir tane bile ev satılamayan, ticari anlamda başarısız olan proje herkesi hayal kırıklığına uğrattı. 1918 yılında devlete geçen arazi, Park Güell olarak 1922’de halka açıldı.

Hala çocukluğunda anlatılan masalların etkisine kolayca girebilen insanlar için ziyaret edilmesi gereken bir mekan.

Çerezler (cookie), https://jabiroo.com.tr/ web sitesini ve hizmetlerimizi daha etkin bir şekilde sunmamızı sağlamaktadır. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.