Belçika'nın En Güzel Şehirlerine Tren Yolculuğu...

Waffle ve çikolatanın anavatanı gibi görülen Brüksel şehrinin tarihi dokusuyla başlayıp, bir trene atlayarak geçmişte yolculuğa çıkmak bir hayal değil. Belçika’da keyifli tren yolculuklarıyla Ghent, Antwerp ve Brugge şehirlerini kapsayan bir seyahat tüm gezginlerin aklını çelecektir.

 

Avrupa’nın bürokratik ülkesi Belçika’nın dışarıdan soğuk ve resmi duran görüntüsüne aldanmamak lazım. Waffle ve çikolatanın anavatanı gibi görülen Brüksel şehrinin tarihi dokusuyla başlayıp, bir trene atlayarak geçmişte yolculuğa çıkmak bir hayal değil. Belçika’da keyifli tren yolculuklarıyla Ghent, Antwerp ve Brugge şehirlerini kapsayan bir seyahat tüm gezginlerin aklını çelecektir. 2-3 günlük kısa bir tatil planınız varsa bu rotadan dilediğiniz destinasyonları seçebilir daha uzun bir zaman dilimine sahipsiniz tam rotayı tamamlayabilirsiniz. Tarihsel bir yolculuğa ve keyifli görüntülere kendinizi şimdiden hazırlayın. Fotoğraf makinenizi yanınızda taşıyacak kadar fotoğraf sanatına düşkün değilseniz akıllı telefonlarınızın şarjına dikkat edin çünkü her saniye fotoğraf çekmek isteyeceğiniz bir seyahat olacak! 

Brüksel

Brüksel’e, İstanbul’dan haftanın her günü 3,5 saat uçuşla uçabilirsiniz. Brüksel, tüm seyahat yazılarında ilk karşınıza çıkan “Avrupa’nın bürokratik şehri” tabirinden ibaret değil! Dışarıdan soğuk ve renksiz görünen Brüksel hareket ve çeşitlilik açısından bir Paris veya Barcelona olmasa da biraz zaman geçirdikçe kendi havalı karakteriyle sizi şaşırtmayı başarıyor. Bu şehre gelir gelmez aşık olmayacaksınız belki ama Art Nouveau mekanları, etkileyici mimari yapıları, iştah arttıran Michelin yıldızlı restoranlarının yanı sıra tarz sahibi kafe ve restoranlarıyla hiç de küçümsenmeyecek bir çekiciliğe sahip olduğunu da göreceksiniz. Brüksel’de 1 veya 2 tam gün geçirmek şehrin havasını genel olarak kavramak için yeterli olacaktır. Place du Grand Sablon'u çevreleyen tarihi binaları, lüks mağazaları ve antika dükkanları dolaşmak, St. Catherine Kilisesi, St. Michel Katedrali ve Notre Dame du Sablon Kilisesi mimarilerini yakından incelemek, midye-patates keyfi yapıp üzerine leziz çikolataların tadına varmak için gayet makul bir zaman!

Belçika

Biz rotamızı Brüksel- Antwerp-Ghent- Brugge olarak belirlemiştik, bu şehirlerarası mesafeler kısa olduğu için dilediğiniz gibi değişiklik yapabilirsiniz. Kendi seyahat sürenize ve keyfinize göre farklılıklar, oynamalar yapmak size zorluk çıkarmayacaktır.

Antwerp

Brüksel-Antwerp arası tren yolculuğu yalnızca 40 dakika sürüyor. Avrupa'nın ikinci büyük limanına ev sahipliği yapan Antwerp, yıllarca sürdürdüğü ticari merkez hayatı boyunca zenginliğini mimariye ve sanata yansıtmış bir şehir. Sanılanın aksine yaratıcı ve canlı bir şehir olarak karşımıza çıkan Antwerp, kartpostalları anımsatan tarihi değerdeki mimari yapılarıyla bir sanat dersi verir nitelikte. Tasarım butik otelleri, vitrinleriyle göz dolduran butikleri ve gurme restoranları aratmayan kalite ve lezzetteki restoranlarıyla hiç de küçümsenmeyecek bir heyecan ve hareketlilikte. Akşamın ilerleyen saatlerinde DJ kabininin başına geçen elektro-house müzik seven performansçılar, lounge barlar ise burada gecenin erken bitmediğini size canlı canlı gösteriyor.

Ghent

Antwerp’ten sonraki durağımız “Kuzey’in Venedik’i” olarak bilinen Ghent’e yine trenle gidiyoruz. 45 dakika süren kısa bir yolculuğun ardından Belçika’nın ve Avrupa’nın yeni yeni keşfedilmeye başlayan bu sevimli ve genç şehrine ulaştık. Ghent, genç şehir tanımına giriyor çünkü üniversite öğrencileri sayesinde nüfusun dinamikleri şehrin sosyal yaşamına da yansımış. 11-16. yüzyıllar arasında Avrupa'nın en büyük şehirlerinden birisi haline gelince zenginliği de artan Ghent’teki tarihi yapılara, 1913 yılında düzenlenen EXPO Fuarı için eklenen tarihi görünümlü bina ve yapılar eşlik ediyor. Avrupa şehirleri arasında en çok yaya yoluna sahip olma özelliğini elinde bulunduran Ghent’te bu açıklamadan anlaşılacağı üzere yürüyerek rahatlıkla dolaşılabilir. Her zaman belirttiğim gibi bir şehri keşfetmenin en güzel ve keyifli yolu yürümektir zaten! Ghent dendiğinde ilk akla gelen Saint Bavo Kilisesi, Saat Kulesi (Belfort), Saint Nicolas Kilisesi ilk görülmesi gerekenler listenizde olmalı. Saint Michael Kilisesi ve önünde göreceğiniz Saint Michael Köprüsü ise güzel kanal manzaraları yakalamak için güzel bir seçenek. Kafe ve restoranların, şık dükkanların hiç eksilmediği Ghent'te en güzel kanal görüntüleri için ise Zuivelbrug köprüsünden geçmek şart.

Bruges

Ve rotamızdaki son durak Bruges için Gent-Sint-Pieters İstasyonu’ndan hareket eden trene biniyoruz. 1 saat süren yolculuktan sonra Bruges Sint Pieters İstasyonu’ndayız. Bruges, Ghent ve Antwerp’e göre çok daha turistik bir destinasyon. Zarif bir kent merkezi etrafında doluşan parke taşı döşeli sokakları, tarihi taş evleri, küçük taş köprüleri ve kanallarında yüzen kuğuları ile tam bir dönem filmini andırıyor. Ortaçağ zenginliğini ve yaratıcılığını en duru şekilde yansıtan Bruges çikolata dükkanlarının cezbedici görüntüleri, sakin ve sessiz kafeleri, bira sevenlerin hiç boş bırakmadığı lokal biracılarıyla tarihi ağırlığından sıyrılıyor. Çikolataya asla hayır diyemiyorsanız şehirdeki her çikolatacıya girmek isteyeceğinize emininiz. Bira tutkunları için bir müzesi bile olan Bruges’de çeşit çeşit biradan hangisini denemek isteyeceğinize de siz karar verin!

Çerezler (cookie), https://jabiroo.com.tr/ web sitesini ve hizmetlerimizi daha etkin bir şekilde sunmamızı sağlamaktadır. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.